İLETİŞİM BECERİLERİNİZİ GELİŞTİRİN

Biz Kimiz

Değişim içten başlayan bir dönüşüm ve yenilenmedir.

Ayşegül KÖSA SERT tarafından 2024 yılında kurulan Alfa Ses Akademisi,
Butik, özgün disiplinler arası yaklaşım çerçevesinde çağdaş bir eğitim anlayışı ile 7’den 77’ye kişisel gelişimine özen gösteren herkes için danışmanlık hizmeti vermeyi ilke edinmiş bir Eğitim Danışmanlık Şirketidir

.ALFA SES AKADEMİSİ, etkili iletişim becerilerinizi geliştirerek empatik bireyler olmanıza yardımcı olur. Dilin edebiyatını ve kültürünü yaymayı amaçlıyoruz.

Ayşegül KÖSA SERT

Alfa Ses Akademi
MANIFESTO
           Tüm tarihi metinler dini anlatılar, efsaneler, filozoflar, güçlü komutanlar, hatipler dilin büyüleyici güzelliğini kullanılır. Çünkü önce söz vardı. Dilimizin yozlaşması, yapısında bulunan yaratıcı, güzel, zengin biçim ve niteliklerin yok olması, anlatım yollarının zayıflaması,  niteliksizleşmesi diğer bir ifade ile"dil kirlenmesi"nin öncelikli sebebi dil kullanıcılarıdır. Yozlaşmanınfailleri ve iletişimden kaynaklanan şiddet ve bozukluklardan hareketle busoruna dikkat çekiyoruz.Bu sorunun en bariz kanıtları “İletişimin en vazgeçilmezaracı olan Telefon kullanımı, örnek teşkil eden tv ve sosyal medyanın dili,gençlerin sözlü ifade edişleri yazışmalardaki emojiler kısaltmalar vemevcuttaki pek çok iş yeri tabelaları, reklam afişleri vb tüm görseller dilyozlaşmasının açık failleridir. Toplumun temelini oluşturan aile yapısında meydana gelen vesürekli bir artış gösteren aile içi şiddette dilin rolü çok büyüktür. Zirabilindiği üzere atasözlerimiz arasında “Kılıç yarası geçer, dil yarası geçmez.”vb. çok etkili ifadelerimiz mevcuttur. Daha iyi iletişim ve kendini ifade edenher zorluğu dil ile çözen, bireye bakış açıcı kazandıran en güçlü silah dildir.Bütün bunlardan hareketle aile içi şiddetin engellenmesinde;dilin terbiye, incelik, düzgün kullanımı özellikle kadına, çocuğa ve diğer ailefertlerine karşı işlenen suçların azalacağına, çözüm yollarının bulunacağınainancımız tamdır. En küçük paydadaki bu düzelme daha düzgün bir toplumyaratacaktır. İşte tamda bu sebepten sosyal alanlardaki bozuk iletişimebilinçli ve yetkin bir kurum olarak yanınızdayız.Çok zengintarihi ve kültürel birikimlerin sözcüsü olan dilimizin doğru kullanımına olumlukatkılar sunmak, dilin inceliklerine retorik ve belagat çerçevesinde rehberolmak, aile içi şiddetin çözümünden hareketle tüm toplumda dilin sahip olduğuolumlu ögeleri, sakinleştirici tedavi edici bir süreç olarak deneyimlemeniziçin varız. Eğitimdefırsat eşitliği ilkesiyle kendini geliştirmek isteyen 7den 70 e her birey için,birbirimizi daha iyi anladığımız bir toplum için, başarılı bir iş ve özel yaşamiçin, etkili bir iletişim için kendi potansiyelini fark edip dönüşüm içinkendinde fark yaratmak için bilgi deneyim ve tecrübelerimizi paylaşarakkendinizi geliştirme fırsatları sunuyoruz.Eğer sen de neden iletişimde zorlanıyorum neden hep yanlışanlaşılıyorum, neden topluluk önünde konuşmam gerekince heyecanlanıpbocalıyorum, çekiniyorum diyorsan gel bunu birlikte çözelim. Doğru ve etkili iletişim güçlü aile güzel bir toplumu oluşturur. Kendin ol Efsane ol.

MARKA HİKAYESİ
          Çocukken hayal kurmak kolaydı, hele ki o hayallerin peşinden gidecek kadar cesur bir kalbin varsa. Benim hikâyem, sıradan bir evin salonunda başlayan, ama içinde çocukların kahkahalarının yankılandığı, kelimelerin, seslerin ve hayallerin şekil aldığı bir yolculuğun hikâyesi. Çocukluğumda evimize alınan tüplü televizyonun karton kutusu benim için sadece bir ambalaj değildi. O kutudan bir "televizyon" yaptım kendime. Makasla ekranını kestim, yanına boya kalemleriyle düğmeler çizdim. Ardından komşu çocuklarını topladım. Elimdeki İngilizce ders kitabındaki pasajları "haber" gibi okur, hava durumu sunar, hatta istek programları bile yapar en son yayını İstiklal Marşı okuyarak kapatırdım. Bu karton kutudan kurduğum dünyada hem sunucuydum hem yapımcı. Ama sadece eğlenmiyorduk, ben aynı zamanda öğrendiklerimi bildiklerimi onlara daaktarıyordum. Paylaşmanın, birlikte öğrenmenin tadını ilk kez o karton ekranın başında aldım. İlkokuldayken bir gün okul kütüphanesinde elime geçen bir kitap, hayal gücümde bambaşka bir kapı açtı. Geleneksel ve modern Türk tiyatrosunu anlatan bu kitapta, iki kardeşin mahallelerinde gölge oyunu yaparak çocuklara hikâyeler anlattığını ve bu işi öğretmek için küçük kurslar düzenlediğini okudum. O hikâyeden çok etkilendim. Hemen ben de kendi "program" içeriklerimi aynı o kitaptaki gibi birkursla komşu çocuklarına öğretmeye başladım. Cuma günleri okul çıkışı lojmanın bahçesindeki elma ağacının altında onları toplar, nasıl haber sunabileceklerini, hikâye anlatabileceklerin okulda ezberlediğimiz şiirleri nasıl bir vurgu ile okumaları gerektiğini konuşurduk. O elma ağacı altında çocukça ama bir o kadar da samimi bir küçük okul kurmuştum. Ama belki de tüm bu hayal gücünün ve paylaşma tutkusunun temeli, daha da eskiye, köydeki büyük dedemin ahşap konağına dayanıyordu. Yazları gittiğimiz o köyde, büyük dedemin yaptırdığı ikikatlı o güzelim konak, köyde okul olmadığı için "mektep evi" ne dönüştürülmüş. En büyük oda, köy çocuklarının eğitim alması için ayrılmış. Cumhuriyetin ilk yıllarında, öğrenmeye susamış çocuklar için açılmış birkapıydı orası. Babam öğretmendi ve her yaz bizi köye yazı köyde dedemlerle birlikte geçirmek için bu mektep evine götürürdü. Evin salonunda kurulmuş büyük bir salıncak vardı. Yaz akşamları salıncağa binmek için bir kuralımız vardı: hikâye anlatmadan kimse salıncağa binemezdi. Büyük ailedeki bütün torunlar, salıncağa kurulmadan önce bir hikâye anlatmalıydı. Ençok beğenilen hikâyeyi anlatan, ikinci bir kez sallanma hakkı kazanırdı. Böylece kelimelerle oyunlar kurmayı, anlatmayı, dinlemeyi öğrendik. Mektep evi, sadece bir yer değil, bizim için bir ruhtu. Saklambaç oynarken bile"mektep evi"ne sığınırdık. Bir şey kaybolduğunda "mektep evine bakalım" derdik. O evin duvarlarında, çocukların sesi, dedemin idealleri, babamın öğretmenliği ve bizim hayallerimiz yankılanırdı. İşte şimdi kurduğum bu dijital akademi, aslında o karton televizyon kutusunun, elma ağacının gölgesinde ki sohbetlerin ve mektep evinin ruhunun bir yansıması. Her bir kursiyer, tıpkı o eski yaz akşamlarında salıncağa binmek isteyen çocuklar gibi, önce hikâyesini anlatıyor. Sesini buluyor, kelimelerini seçiyor, kendini ifade ediyor. Bu akademi, sadece konuşmayı değil, sesin gücünü, kelimenin etkisini, bedenin anlatımını keşfetmek için bir yolculuk. Ama en çok da paylaşmak için. Çünkü biliyorum ki, anlatılan her hikâye, bir başka çocuğun,bir başka gencin, bir başka hayalin mektep evine dönüşebilir..

Bize Ulaşın

ALFA SES EĞİTİM STÜDYOLARI

ANKARA